‘Kütüphaneciler’ Kategorisi için Arşiv

Kütüphane kurmak ve işletmek oldukça maliyetli bir iştir. Kütüphanecilik çok pahalı bir yatırım alanıdır. Yeni binaların inşa edilmesi, mevcut binaların iyileştirilmesi, kütüphane iç mekanlarının donatılması, elektrik, su, doğalgaz, internet vb altyapı ihtiyaçlarının kesintisiz sağlanması, bilgi teknolojileri ile ilgili donanımların sağlanması, bilgi kaynaklarının satın alınması, işleri yürütecek personelin istihdam edilmesi gibi yurt çapındaki hizmetlerin sürekliliğini sağlamak için tahsis edilen ödenekler sıradan insanlar için baş döndürücü miktarlardadır. Bu yüzden halka ücretsiz hizmet veren kütüphaneler kamu tarafından finanse edilirler. Dolayısıyla tüm bu maliyetin karşısında hem toplumda hem de toplum adına karar veren makamlarda bir beklenti oluşur.

Mesleki çabaları kütüphane finansmanı bağlamında değerlendirmek biz kütüphaneciler için bir mesleki sorumluluktur aynı zamanda. Sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. İşimizi bu gerçeğin farkında olarak yapmalıyız. Beklentileri karşılamak adına nitelikli bilgi hizmetler tasarlayabilmeli ve halka sunabilmeliyiz. Halkın da aynı zamanda kütüphane kurumunun ardındaki bu devasa finansal aktivitelerin bilincinde olmasını sağlamalıyız. Aksi durumda kütüphanelere yapılan yatırım arzu edilen seviyeye asla ulaşamayacağı gibi zamanla azalacaktır. Diğer yandan bu beklentileri karşılamayı hedeflemiş başka mesleklerin, yapıların ya da sektörlerinin gölgesinde kalmak kaçınılmaz olacaktır.

Kütüphanelerde istihdamın gerekçesi kütüphanecileri sosyo-ekonomik olarak desteklemek değil yapılan bu devasa yatırımlar karşısında yukarıda değinilen toplumsal beklentinin karşılanmasıdır. Hobi kütüphaneciliği belki aile arasında yapılabilir ama kamuda kütüphanecilik profesyonel bir zemine dayalı olarak sürdürülmelidir.  

Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Kütüphaneciliği Sempozyumu Türk Kütüphaneciler Derneği sahipliğinde 4-7 Ekim 2023 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumda Cumhuriyet dönemi kütüphanecilik gelişmeleri ayrıntılı bir biçimde değerlendirildi. 2 açılış konferansı, 11 oturumda toplam 43 bilimsel bildiri ve 7 poster sunumu yapıldı. Yaklaşık 900 katılımcı ile gerçekleştirilen etkinlikte bilimsel toplantıların yanı sıra meslektaşlar arası yoğun bir informal iletişim gerçekleşti.

Bu kapsamda Cumhuriyet’in 100. yılında Türk kütüphaneciliğinin göstermiş olduğu gelişim çizgisine ilişkin kişisel görüşlerimi değerlendirmelerinize sunmak istiyorum.  

Türkiye’de kütüphanecilik, Cumhuriyet’in birinci 100 yılı içinde büyük bir gelişim gösterdi ve toplumun eğitim, kültür ve bilim gereksinimlerinin karşılanması yolunda çok önemli bir misyon üstlendi. Bunu da kısmen başardı. 100 yıllı süreçte kütüphaneler, eğitim kurumları, kültür merkezleri ve kültürel miras arşivi olarak topluma hizmet etmeye devam ettiler. Günümüzde de bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve okuma kültürünü teşvik etmek için önemli bir araç olmaya devam ediyor.  

Sempozyum boyunca yetkin isimler tarafından birçok önemli gelişme dile getirildi. Türk kütüphaneciliğinin gelişimi ve evrimi açısından en önemlisi olduklarına düşündüğüm konular şunlar:

  1. Milli Kütüphane’nin kurulması ve geliştirilmesi, Türk kütüphaneciliği için hem merkezi bir otorite kurum oluşturulması hem de Türkiye basılı kültürel mirasın derlenmesi ve korunmasının sağlanması açısından önemli bir adımdır. Milli Kütüphane, kuruluşundan itibaren Türkiye’nin milli belleğini korumak ve erişilebilir kılmak amacıyla önemli bir misyon üstlendi. Bu misyonu destekleyecek diğer gelişmelerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Örneğin gerekli insan kaynağının sağlanabilmesi için kütüphanecilik bölümlerinin kurulmasını tetikledi ya da teknik hizmetler alanında otorite kurum olabilme yolundaki adımlar niteleme hizmetlerini geliştirdi.  
  2. Türkiye’de kütüphanecilik eğitimi veren bölümlerin kurulması ve kütüphanecilik alanında uzman yetiştirmek için çaba harcanması, kütüphanecilik mesleğinin kalitesini artırdı. 20 yüzyılda Türkiye’de yetişen duayen kütüphanecilerimizin mesleğe katkıları muazzamdır.  Modern kütüphaneciliğimiz kahramanlar bugünkü kütüphaneciliğimizin temellerini sabırla, bin bir zahmetle ve adım adım kurguladılar.  
  3. Türk Kütüphaneciler Derneği’nin 1949 yılında kurulması, kütüphanecilerin kendilerini bir cemiyet olarak görmelerini sağladı. Onları ortak bir mesleki ülkü etrafında bütünleştirdi.   Derneğin kurulmasıyla kütüphanecilerin mesleki bilgi ve becerileri ile mesleki savunuculuk bilinci yükseldi.  
  4. 1952 yılından itibaren yayın hayatına başlayan Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni ilk mesleki dergimiz olup kesintisiz yayınlanmaya devam ediyor. 1987 yılında Türk Kütüphaneciliği adını alan dergi üzerinden Türk Kütüphaneciliği’nin 70 yıllık macerasını gözlemleme şansına hâlâ sahibiz.
  5. Kütüphaneciler tarafından kurgulanan ve 1949 yılından itibaren kutlanan gelen Kütüphane Haftaları, kütüphanelerin toplum içindeki rolünü vurgulaması, kitap okuma alışkanlığını teşvik etmesi ve okuma kültürünü yaygınlaştırması açılarından çok uzun süre önemini kaybetmeden hayatta kalmayı başarmış önemli bir girişimdir.   

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türk Kütüphaneciliği’nin başarısı, kütüphanelerin toplumun değişen ihtiyaçlarına uyum sağlaması ve kapsayıcı bir şekilde bilgiye erişimi teşvik etmeleriyle yakından ilişkili olacak. Bunun için Türk kütüphaneciliğinde karar alıcılar şu hususlara önem vermek zorunda.

  1. Dijitalleşme ve Teknoloji: Kütüphaneler, dijital koleksiyonlarını ve çevrimiçi hizmetlerini genişletmeye devam ederek teknolojik gelişmelere ayak uydurmalı. Elektronik kaynakların sağlanması ve kullanıcıların bu kaynaklara erişimini kolaylaştırmak, kütüphanelerin önemli bir rol oynamasını sağlar.
  2. Eğitim ve Kütüphane Hizmetleri: Kütüphaneler, eğitim kurumları ve toplumun bilgi ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla hizmet sunmalı. Öğrencilerin bilgi becerilerini geliştirmek, bilgiye erişimde yardımcı olmak ve okuma alışkanlığını teşvik etmek için kütüphaneler eğitim programlarına odaklanabilir.
  3. Kütüphane Standartları ve Kalite: Kütüphane hizmetlerinin kalitesini artırmak için ulusal standartlar geliştirilmeli mevzuat sürekli güncellenmeli.
  4. Toplumsal Katılım: Kütüphaneler, toplumsal katılımı artırmak için çeşitli etkinlikler ve programlar düzenlemeye devam etmeli. Kitap okuma etkinlikleri, seminerler, sergiler ve diğer etkinliklerle toplumun kütüphanelere olan ilgisini artırabilirler.
  5. Kütüphane Kampanyaları ve Tanıtım: Kütüphaneler, hizmetlerini ve kaynaklarını tanıtmak için etkili kampanyalar düzenlemeli. Toplumun kütüphanelerin sağladığı faydaları daha iyi anlamalarını teşvik etmeli.
  6. Kültürel Mirasın Korunması: Kütüphaneler, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma görevini asla göz ardı etmemeli. Özellikle nadir ve önemli eserlerin korunması, kataloglanması ve erişilebilir hale getirilmesi büyük bir öneme sahip.
  7. İş birlikleri: Kütüphaneler, diğer kurumlar, kütüphane dernekleri, eğitim kurumları ve yerel yönetimlerle iş birlikleri kurmaya ve kaynaklarını paylaşmaya devam etmeli bu hizmetlerini genişletmeli.
  8. Kütüphane Yönetimi ve Personel Yetkinliği: Kütüphane yönetimi ve personel yetkinliği, kütüphanelerin etkin bir şekilde çalışabilmesi için büyük öneme sahip. Kütüphane profesyonelleri, değişen gereksinimlere ve teknolojilere uyum sağlayacak şekilde sürekli eğitim almalı.
  9. Kütüphane Finansmanı: Kütüphanecilik ucuz bir sektör değildir. Kütüphanelerin sürdürülebilirliği için yeterli finansman sağlamak kritik bir meseledir. Kamu ve özel sektörden kaynakların ayrılması ve kütüphanelerin bütçelerinin desteklenmesi gerekiyor.
  10. Erişilebilirlik ve Engellilere Duyarlılık: Kütüphaneler, engelli bireyler için erişilebilir olmalı. Dijital ve fiziksel kaynaklara erişimi kolaylaştırmak için önlemler alınmalı.
  11. Kütüphane Bina ve Altyapıları: Fiziksel kütüphane binaları, rahat ve modern bir ortam sunmalıdır. Altyapılar güncel teknolojiye uygun olmalı ve kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmeli.
  12. Yerel Kültür ve İhtiyaçlara Uyum: Kütüphaneler, bulundukları toplumun kültürel ihtiyaçlarını yansıtan koleksiyonlara sahip olmalı ve yerel toplumun gereksinimlerini karşılamak için esneklik göstermeli.
  13. Bilgi Gizliliği ve Güvenliği: Kütüphaneler, kullanıcıların bilgi gizliliğini ve güvenliğini korumalı. Kişisel bilgilerin korunması ve güvenli erişim sağlanmalı.
  14. Veri Yönetimi ve Analitiği: Kütüphaneler, veri yönetimi ve analitik araçları kullanarak kullanıcı ihtiyaçlarını daha iyi anlamalı ve hizmetlerini bu bilgilere dayalı olarak geliştirmeli.
  15. Değişen Okuma Alışkanlıkları: Dijital medyanın artan kullanımıyla birlikte okuma alışkanlıkları da değişiyor. Kütüphaneler, bu değişen alışkanlıklara uygun olarak e-kitaplar, sesli kitaplar ve dijital içeriklere daha fazla odaklanmalı.

Dünyadaki kütüphane gelişmelerine bakıldığında dijitalleşme, iş birlikleri, ağ kurma, yaratıcı alanlar oluşturma, verileri analiz etme ve yönetme, topluluk odaklı hizmetler sunma konularına ağırlık verilmeye başlandı. Diğer bir deyişle dünya genelinde kütüphaneler, fiziksel koleksiyonlarının yanı sıra dijital koleksiyonlarını da genişletiyor. E-kitaplar, sesli kitaplar ve dijital arşivler popüler hale geliyor. Ülke sınırlarını aşan iş birlikleri ve ağlar kuruyor. Bu sayede kaynaklar ve deneyimler paylaşılıyor, küresel ölçekte daha geniş erişim sağlanıyor. Kütüphaneler sadece kitapların saklandığı mekanlar olmaktan çıkıyor. Yaratıcı alanlar, koçluk hizmetleri, sanat atölyeleri ve etkinlikler sunuyor. Kütüphanelerin kullanıcı ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları için verileri analiz edip bu sayede hizmetleri özelleştirilebiliyor. Kütüphaneler, yerel toplumların ihtiyaçlarına daha fazla odaklanıyor. Eğitim, istihdam destekleri ve toplumsal hizmetler sunma konusunda aktif rol oynuyorlar.

Dünyadaki kütüphanelerle Türkiye’deki kütüphaneler arasında bazı benzer eğilimler görülse de her iki taraf da kendine özgün gereksinimlere yanıt veriyor. Türkiye’deki kütüphaneler, yerel kültür ve toplum ihtiyaçlarına daha fazla odaklanma eğilimindeyken, dünya genelinde kütüphaneler, küresel ölçekte erişim ve iş birlikleri konularına ağırlık veriyor. İş birlikleri ve bilgi paylaşımı, kütüphanelerin daha etkili hale gelmesine katkı sağlayan önemli bir faktör.

Her kütüphane için koşullar farklı olabilir. Dolayısıyla evrensel gelişmeleri göz ardı etmeden belirli bir bölgenin veya toplumun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş çözümlere odaklanmak gerekiyor. Bu değerlendirmeler zaman içinde değişebilir, çünkü teknoloji ve toplumun ihtiyaçları sürekli olarak gelişiyor.

Bir Kütüphaneciler Marşı yapılması konusunda Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD) şeref üyesi rahmetli Halil Nuri Yurdakul tarafından yapılan teklif, TKD Genel Merkezince olumlu karşılanmış ve ilk olarak marşın güftesini elde etmek üzere 1970 yılı Nisan ayında bir “Kütüphaneciler Marşı Güfte Yarışması” açılmıştı.

Yarışmanın şartnamesi Türk Kütüphaneciliği dergisinde şu şekilde duyurulmuştu (TKD, 1970a, s.76):

KÜTÜPHANECİLER MARŞI GÜFTE YARIŞMASI

1.Türk Kütüphaneciler Demeği Genel Merkezi, hazırlanmasına karar verilen bir “Kütüphaneciler Marşı” için daha önce açılan güfte yarışmasına gönderilen şiirler seçiciler kurulunca yeterli bulunmadığı için, Türk şairleri arasında yeni bir güfte yarışması açmıştır.

2. Yarışmaya gönderilecek şiirler, kitap ve kütüphanenizi değerini, kütüphanecilerin milletimizin kültürel kalkınmasındaki hizmetlerini yansıtan bir temaya sahip bulunacaktır.

3. Yarışmaya katılan şiirlerde şu nitelikler aranacaktır.

a) Şiirler, 7+7 ’lik veya 3+3+2+3’lük hece vezni ile yazılacaktır.

b) Her şiir 4 mısralı iki veya üç kıtadan ibaret olacak; kıtaların sonunda, konunun özünü belirten ve yine aynı vezinle yazılmış iki mısralık bir kavuştak (nakarat) yer alacaktır.

c) Mısraların son heceleri (a), (o) veya (u) seslileri ile bitecek ve bunlarla kaynaşan sessizler tınlayıcı olacaktır.

Örnek:

Altın yeleli arslan

Lâcivert gözlü arslan

Kükreyerek geliyor 

Fenerbahçeli arslan

4. Yarışmanın birinciliğini kazanan ve “Kütüphaneciler Marşı” için  güfte olarak seçilen şiirin yazarına 1.000 (Bin) Türk lirası ödül verilecektir.

5. Yarışmaya giren şiirler, şu seçiciler kurulu tarafından değerlendirilecektir:

Cahit Külebi (Millî Eğitim Bakanlığı Kültür Müsteşar Yardımcısı, Şair)

Dr. Müjgân Cunbur (Millî Kütüphane Genel Müdürü)

Adnan Ötüken (Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat öğretmeni, Kütüphaneci)

Sabahattin Kalender (Besteci, Devlet Operası Müzisyenlerinden)

Ahmet Borcaklı (Millî Kütüphane Güzel Sanatlar Şube Müdürü)

6. Yarışmaya katılacak şiirlerin, en geç 19 Mayıs 1970 gününe kadar, Türk Kütüphaneciler Derneği – Posta Kutusu:  175 – Yenişehir, Ankara adresine gönderilmiş olması gerekir.

Bu yarışmaya katılan 52 şiir arasından, seçiciler kurulu, Arif Nihad Asya tarafından yazılan güfteyi lâyık görmüştü. Ayrıca şair İlhan Geçer, kütüphaneci Muide Gürsan ve şair Cevher İhsan Miskioğlu’na ait eserler de yayınlanmaya değer bulunmuştu (TKD, 1970b, s.156).  

Sıra bu güftenin Kütüphaneciler Marşı olarak besteletilmesine gelmişti. Önce marşı bestelemek için de bir yarışma açılması düşünülmüş ancak yapılan temaslar sonunda bunun yararlı olamayacağı, marşın bestelenmesinin tanınmış bestecilerden birine ısmarlanmasının daha olumlu sonuç vereceği kanısına varılmıştı. Sonunda marşın bestelenmesi işi, tanınmış bestecilerimizden Faik Canselen’e rica edilmiş ve böylece Kütüphaneciler Marşı bestelenmiştir (TKD, 1971a, s.56).

Kütüphaneciler Marşı

Sayfa sayfa dizilmiş satırlar, kısa uzun
Tellerdir; dile gelir “kirpik” denen mızraptan.
Fakat okutulmaktan ve okumaktan yoksun
Kalan için kitabın farkı yoktur seraptan…

Bizde ayrı sayılmaz bir kitap, bir mihraptan
Ki uğuldar kubbemiz “Oku” diyen hitaptan.

Sevinsin açıp soran alacağı cevaptan.
Kitaplar var herkese, her çeşitte, her çaptan.
İçlerinde sevgine karşı sevgi bulursun;
Çarpan bir yürek çıkar cansız sandığın kaptan…

Bizde ayrı sayılmaz bir kitap, bir mihraptan
Ki uğuldar kubbemiz “Oku” diyen hitaptan.

Kütüphane bir bina… Duvarları kitaptan,
Kitaplar davet davet her rafta, her dolaptan…
Uzattığı eserden sen memnunsun, ben memnun;
Kütüphaneci memnun işlediği sevaptan.

Bizde ayrı sayılmaz bir kitap, bir mihraptan
Ki uğuldar kubbemiz “Oku” diyen hitaptan.

Kaynakça

TKD. (1970a). Kütüphaneciler marşı güfte yarışması. Türk Kütüphaneciliği, 19(1). Http://tk.org.tr/index.php/TK/article/view/1802/1782 adresinden erişilmiştir.

TKD. (1970b). TKD Genel Merkezi’nin açtığı Kütüphaneciler Marşı Güfte Yarışması sonuçlandı. Türk Kütüphaneciliği, 19 (2). http://tk.org.tr/index.php/TK/article/view/1813/1793

TKD. (1971a, s.56). Kütüphaneciler marşı bestelendi. Türk Kütüphaneciliği, 20(1).  http://tk.org.tr/index.php/TK/article/view/1701/1685 adresinden erişildi.

TKD. (1971b). Nota- Kütüphaneciler Marşı. Şiir: Arif Nihat Asya, Müzik: Faik Canselen. Türk Kütüphaneciler Derneği, 2 yaprak. Ankara, Güven Matbaası 1971. Ebat: 25×35 cm.

54.Kütüphane Haftası kapsamında gerçekleştirilen bir etkinlikte medya okuryazarlığı tartışıldı. Doç. Dr. Ayşe Elif Emre Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal, Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi’nden Sina Mater ve gazeteci Ünsal Ünlü medya okuryazarlığına ilişkin çeşitli yaklaşımları aktardılar.

Oldukça keyifli ve bilgilendirici etkinlik sonunda bilgi profesyoneli olan biz kütüphanecilerin medya okuryazarlığı kavramına hangi açıdan yaklaşmamız gerektiği konusunda çeşitli çağrışımlar oluştu bende. Kütüphanecilerin medya okuryazarlığı ile ilişkisi nereden kaynaklanıyordu? Kütüphaneciler toplumda medya okuryazarlığı bilinci ve becerisinin geliştirilmesine hangi açılardan katkı sunmalıydı ve en önemlisi bunun felsefi dayanağı neydi?

Türk Dil Kurumu’na göre; medya teriminin tanımı “iletişim ortamı” ya da “iletişim araçları” olduğuna göre; kütüphanecilik açısından medya terimini; içinde bilgi barındıran her tür iletişim ortamı ya da iletişim aracı olarak tanımlayabiliriz. O halde bilgi ve belge yönetimi bağlamında medya okuryazarlığı, içinde bilgi bulunan iletişim ortam ve araçlarını keşfetme, kullanabilme, içeriklerini analiz edebilme, düzenleme ve gereksinimlere uygun biçimde kullanıcılara sunma süreçlerini yönetebilme becerisi olarak ifade edilebilir. Elbette medyaya bir bilgi kaynağı olarak yaklaşan bu görüşe ve buna  ilişkin farklı tanımlara literatürde rastlanabilir.

Ancak diğer yandan, adı geçen etkinlik paylaşılan görüşlerin derlenmesinden medya okuryazarlığını; temelde kitle iletişim araçları aracılığı ile paylaşılan/yayılan haberlerin niteliğini bireyin algılama ve analiz edebilme becerisi olarak özetleyebiliriz. Bu tanımdan yola çıkacak olursak ilk başta kütüphaneci ile herhangi bir bireyin medya okuryazarlığına yaklaşımında bir fark olmaması gerekiyormuş gibi algılanabilir. Diğer bir deyişle aynı zamanda bir birey olan kütüphaneci, toplumdaki diğer bireyler gibi belirli kaynaklardan iletilen mesajları alabilir ve gerekiyorsa geri bildirim verebilir. Kişisel özellikleri, eğitim seviyesi, sosyo-kültürel özellikleri gibi unsurlar iletilen mesaja vereceği tepkiyi etkileyebilir.

Oysa gerçekte kütüphanecinin medya okuryazarlığı ile ilişkisi biraz daha derinde yatmaktadır.

Çünkü aslında bilginin doğruluğu, geçerliliği, kalitesi gibi unsurlarının söz konusu olduğu her çevrede kütüphaneciye önemli bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğun kaynağı ise kütüphanecilik felsefesine dayanır. Hatırlayalım kütüphanecilik kuramının dayandığı nokta bireyin bilgi ile ilişkisinin var olmaya başladığı o ilk noktadır.

Bilgi ve Belge Yönetimi alanının ilgilendiği bilgi kayıtlı bilgidir. Medya da içerisinde kayıtlı bir bilgi bulundurur ve bu bilgiyi topluma aktarır. Dolayısıyla kütüphaneci bilginin toplumsal niteliği ile ilgilenmektedir. Birey hangi medya aracılığı ile olursa olsun bilgi ile ilişkisini sürdürdüğü sürece, kütüphaneci, bireyin bilgi ile sağlıklı bir ilişki kurması konusunda sorumluluk almak zorundadır.

Bu yaklaşımın kabul görmesi halinde kütüphanecilerin medya okuryazarlığı konusunda yapabileceği pek çok etkinlik tasarlanabilir. Elbette bunlardan ilki tıpkı bilgi okuryazarlığı konusunda alınan sorumluluk gibi, kullanıcılarının medya okuryazarlığı konusunda bilinçlenmelerini sağlayacak ve haberlerin kaynak, sunum, nitelik gibi açılardan analiz edebilecek becerileri kazandıracak çeşitli eğitimlere olanak sağlamaktır.

Bu noktanın bir adım daha ilerisi ise İngilizce’de “fact-checking” olarak kavramsallaştırılan, Türkçe’ye “doğruluk kontrolü” olarak çevrilen girişimlerde kütüphanecilerin de yer almasının sağlanmasıdır.

Doğruluk kontrolü, başta siyasetçilerin iddia ve demeçlerinin doğruluklarını ölçen bir çalışma olarak nitelendirilmiştir. Bu disiplin altında, iddia kontrolü, vaat kontrolü ve sosyal ve geleneksel medyada yer alan görsel ve içeriklerin doğruluğunu araştırmak gibi faaliyetler bulunmaktadır. Doğruluk kontrolü çalışmalarının geçmişi 2000’li yılların başına kadar uzanmaktadır. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde eski Associated Press ve CNN muhabirlerinin ‘factcheck.org’u kurması ve 2007 yılında Florida merkezli Tampa Bay gazetesinin bir projesi olarak yayına başlayan ve 2009 yılında dünyanın en prestijli gazetecilik ödüllerinden biri olan Pulitzer’i kazanan Politifact’in kurulmasının, bu disiplinin dünyada hızlıca yayılmasına ve medya çalışmalarına tamamlayıcı bir kavram olarak kabul edilmesine aracılık ettiği belirtilmektedir (bkz.: https://e-bursum.com/Blog/Detail/dogruluk-kontrolu-ve-turkiyedeki-uygulanisi). Dünyada 50’ye yakın ülkede 100’ün üzerinde kurumun yapmakta olduğu bir çalışmanın Türkiye’deki örnekleri ‘doğruluk payı’, ‘teyit.org’ gibi girişimlerdir. Ayrıca Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı tarafından tarafsızlık, adil olma, kaynak, finansal yapı ve organizasyonda şeffaflık, metodolojisinin herkese açık şekilde paylaşılması ve düzeltme politikasını yayınlamak gibi ilkeler belirlenmiştir (bkz.: https://www.poynter.org/international-fact-checking-network-fact-checkers-code-principles).

Türkiye’de kütüphaneciler tarafından kurulacak buna benzer sivil bir doğruluk kontrolü girişimi şu aşamada hayal olarak nitelendirilebilir. Ancak en azından var olan girişimlerin bünyelerine gazeteciler dışında bilgi profesyonellerinin de dahil edilmeleri için çalışmalar yürütülebilir. Kütüphanecilerin bu tür organizasyonların farkında olmaları, bu organizasyonların iş ve işleyişleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve kütüphaneciler ile doğruluk kontrolü girişimleri arasında çeşitli işbirliği platformlarının kurulması için çalışmalar yürütülebilir. Ayrıca disiplinler arası bir bilim dalı olan bilgi ve belge yönetimi alanının bu şekilde genişlemesine katkı da sağlanmış olur.

Ankara’daki halk kütüphanecilerine severek okudukları kitapları sorduk, ortaya güzel bir okuma listesi çıktı. Keyifli okumalar…

Not:Eserler yazar adına göre sıralanmıştır.

 

  1. Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi –Ahmet Erhan
  2. Saatleri Ayarlama Enstitüsü-Ahmet Hamdi Tanpınar
  3. Bab-ı Esrar-Ahmet Ümit
  4. Beyoğlu Rapsodisi-Ahmet Ümit
  5. İstanbul Hatırası-Ahmet Ümit
  6. Kar Kokusu-Ahmet Ümit
  7. Patasana-Ahmet Ümit
  8. Çi-Akilah Azra Kohen
  9. Fi-Akilah Azra Kohen
  10. Pi-Akilah Azra Kohen
  11. İnsan Denen Meçhul-Alexis Carrel
  12. Ölümcül Kimlikler –Amin Maalouf
  13. Semerkand-Amin Maalouf
  14. Hayatın Kaynağı –Ayn Rand
  15. Veda-Ayşe Kulin
  16. Pembe ile Yusuf-Canan Tan
  17. Gün Olur Asra Bedel-Cengiz Aytmatov
  18. Da Vinci Şİfresi-Dan Brown
  19. Müzmin Bekarlar-Danielle Steel
  20. İlahi Komedya – Cehennem, Araf, Cennet-Dante Alighieri
  21. Küçük Mucizeler Dükkanı –Debbie Macomber
  22. Cyrano Di Bergerac-Edmond Rostand
  23. Seyahatname-Evliya Çelebi
  24. Döşeğimde Ölürken-Filliam Faulkner
  25. Milena’ya Mektuplar-Franz Kafka
  26. Böyle Buyurdu Zerdüşt-Friedrich Wilhelm Nietzsche
  27. Suç ve Ceza-Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
  28. Yüzyıllık Yalnızlık-Gabriel Garcia Marquez
  29. Başkan Babamızın Sonbaharı-Gabriel Garcia Marquez
  30. Beş Sevgi Dili-Gary Chapman
  31. 1984-George Orwell
  32. Beyaz Zambaklar Ülkesinde –Grigory Petrov
  33. Az-Hakan Günday
  34. Kinyas ve Kayra-Hakan Günday
  35. Sahilde Kafka-Haruki Murakami
  36. Siddhartha-Herman Hesse
  37. Sarı Gelin-İbrahim Karahan
  38. Nietzsche Ağladığında-Irvin Yalom
  39. Martin Eden-Jack Landon
  40. Alamut: Kartal Yuvası-James Boschert
  41. Tüfek, Mikrop ve Çelik –Jared Diamond
  42. Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine-Jean Jacques Rousseau
  43. Akıl Çağı –Jean Paul Sartre
  44. Kızıl Nehirler –Jean-Christophe Grange
  45. Boyalı Kuş-Jerz Kozinski
  46. Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck
  47. Körlük-Jose Saramago
  48. Sofie’nin Dünyası –Jostein Gaarder
  49. Bir Muhteşem Güneş-Khaled Hosseini
  50. Uçurtma Avcısı-Khaled Hosseini
  51. Sevgi-Leo Buscaglia
  52. İnsan Ne ile Yaşar-Lev Nikolayeviç Tolstoy
  53. Ana-Maksim Gorki
  54. Bir Çift Yürek –Marlo Morgan
  55. Hayatın Kalbine Yürüyüş-Mehmet Doğramacı
  56. Kişisel Ataleti Yıkmak-Mümin Sekman
  57. Bazuka-Murat Uyurkulak
  58. Zafer Vaat Etmeyen Topraklar-Namık Doymuş
  59. Ölü Ozanlar Derneği-Nancy H. Kleinbaum
  60. Küpe Çiçeği-Naşide Gökbudak
  61. Kurt Seyd ve Shura-Nermin Bezmen
  62. Bir Kadın Ruhuna Ağıt-Omar Rivabella
  63. Masumiyet Müzesi-Orhan Pamuk
  64. Metal Fırtına-Orkun Uçar ve Burak Turna
  65. Memleket Hikayeleri-Refik Halid Karay
  66. Kalp, Nefes ve Ruh-Robert Frager
  67. Sen Ölünce Kim Ağlar –Robin Sharma
  68. Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
  69. Kör Baykuş-Sadık Hidayet
  70. Son Kamelya-Sarah Jio
  71. İncir Kuşları-Sinan Akyüz
  72. Yeşil Yol-Stephan King
  73. Gökdelen-Tahsin Yücel
  74. Hasat-Tess Gerritsen
  75. Ütopya-Thomas More
  76. Şu Çılgın Türkler-Turgut Özakman
  77. Mülksüzler-Ursula Le Guin
  78. Küçük Şeyler-Üstün Dökmen
  79. Bir Gün Tek Başına-Vedat Türkali
  80. Güven-Vedat Türkali
  81. Fedailerin Kalesi Alamut-Vladimir Bartol
  82. Ağustos Işığı –William Faulkner
  83. Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  84. Çıplak Deniz Çıplak Ada: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  85. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  86. İnce Memed-Yaşar Kemal
  87. Karıncanın Su İçtiği: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  88. Tanyeri Horozları: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  89. Mutluluk-Zülfü Livaneli
  90. Serenad-Zülfü Livaneli
Betimleme yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma, Ankara’daki halk kütüphanelerinde görev
yapmakta olan kütüphanecilerin okuma alışkanlıklarının düzeyini ve niteliğini belirlemeyi
amaçlamaktadır. Bilgi ve Belge Yönetimi mezunu olup kütüphane müdürü, kütüphane müdür
yardımcısı ve kütüphaneci kadrolarında görev yapan bütün personel, bu araştırmada
kütüphaneci olarak tanımlanmıştır. Araştırmanın kapsamını, Ankara’daki halk
kütüphanelerinde görev yapan 53 kütüphaneci oluşturmaktadır. Çalışmada 32 soruluk bir anket
uygulanmış, 38 kişiden geri dönüş alınmıştır. Araştırmada evrenin %72’sine ulaşılmıştır.
Araştırma sonucuna göre; Ankara’daki halk kütüphanelerinde görev yapan kütüphaneciler orta
düzeyde kitap okuma alışkanlığına sahip olup, seçici ama düzensiz bir biçimde kitap
okumaktadırlar. Ankara’daki kütüphanecilerin %53’ü okuma alışkanlığına sahip olduğunu
düşünse de yüksek düzeyde kitap okuma alışkanlığına sahip halk kütüphanecilerinin oranı
%32’dir. Araştırma kapsamında elde edilen sonuçlar ışığında öneriler sunulmuştur.
Türk Kütüphaneciliği Dergisi’nde yayınlanan bu araştırmanın tam metine erişmek için aşağıdaki linki tıklayınız.