‘Okuma Kültürü’ Kategorisi için Arşiv

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi, Ankara Kalkınma Ajansı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK Akademi) ve Sosyal İnovasyon Ajansı ile iş birliğinde Kütüphanecilik Fikir Maratonu (Ideathon) düzenlendi.

Türkiye’de kütüphanecilik alanında gerçekleştirilen bu ilk fikir maratonunun amacı 21. yüzyılın bilgi gereksinimlerine uygun olarak tasarlanmış, teknolojiye dayalı, yenileşimci (inovatif, yenilikçi), kapsayıcı ve sürdürülebilir kütüphanecilik fikirlerini ortaya çıkarmaktı. Organizasyonun temelde iki ana hedefi var. İlki geliştirilen fikirleri halk kütüphanesi hizmet yelpazesine dahil edebilmek ikincisi ise birer girişim örneği olan fikirlere yatırımcı desteği bulabilmek.

Kütüphanecilik Fikir Maratonu’na “Bilgi Teknolojileri”, “Dezavantajlı Grupların Bilgi Gereksinimleri ve Erişilebilirlik”, “Geleneksel Kütüphane Hizmetlerinde Yeni Yaklaşımlar” ve “Yaşam Boyu Öğrenme ve Sargın Eğitimin Desteklenmesi” kategorilerinde 100’ün üzerinde başvuru yapıldı. Gerçekleştirilen ön değerlendirme sonucu 10 takım Ankara’da yapılan final etabına davet edildi.  

TOBB İkiz Kuleler Sosyal Tesisleri’nde 11-12 Aralık 2023 tarihlerinde düzenlenen final etabında yarışmacı takımlar, 2 gün ve 1 gece boyunca fikir maratonu mentör grubu ile beraber çalıştılar. Mentörler takımlara, fikirlerini optimum seviyeye çıkarabilmeleri ve sunumlarını güçlendirmeleri için destek oldular. Bu destek fikir alışverişi biçiminde gerçekleşti.

12 Aralık 2023 Salı günü, öğleden sonra jüri oturumu başladı. Takımlar jüri ve izleyiciler önünde final sunumlarını gerçekleştirdiler. Jüri, takımların sunduğu fikirleri belirli değerlendirme kriterlerine göre puanladı. Ve nihayetinde Kütüphanecilik Fikir Maratonu’nda “Kütüphaneler için Sürdürülebilir Yeşil Ekosistem Modeli” fikriyle “Yerelden Yeşile Kütüphane” takımı birincilik; “Okutan” adlı fikirleriyle yine “Okutan” takımı ikincilik; “Atölyem Kütüphane” fikriyle “Dolmayan Kumbara” adlı takım da üçüncülük ödülüne değer bulundu. Ayrıca “Çanakkale Gezici Kütüphane” takımının “Gezici Online 1.0″ fikri ile “Kütüphaneciler 5.0” takımı da “Kamu Kaynaklı Yayınlar Veri Tabanı: Kamu Kaynaklarına Verimli Erişim ve Milli Kültür Hafızasının Güçlendirilmesi Projesi” fikri mansiyonla ödüllendirildi.   

Zaman zaman Türkiye halkının okuma alışkanlığına ilişkin nicel verilere gereksinim duyulmaktadır. Bunlara ilişkin erişilen hiçbir verinin birbiriyle benzer olmadığı hatta okuma alışkanlığına ilişkin verilen oranlar arasında uçurumlar olduğu görülmektedir. Buna rağmen kimi televizyon ve gazeteler bu birbirinden çok çok farklı verileri kullanmakta, hatta zaman zaman meslektaşlarımız dahi ürettikleri çeşitli afiş veya broşürlerde bu yanlış bilgilere yer vermektedirler. Bu konuda değerli akademisyenlerimiz tarafından farklı zamanlarda, farklı gruplara uygulanmış birçok çalışmadan da bahsedilebilir. Ancak bugüne dek Türkiye’de okuma oranlarına ilişkin ülke çapında yapılmış en geniş kapsamlı çalışma, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan ve sonuçları 2011 yılında yayımlanan Türkiye Okuma Kültürü Haritası adlı rapordur. Türkiye Okuma Kültürü Haritası kapsamın genişliği açısından ele alındığında, okuma alışkanlığı konusunda Cumhuriyet tarihinde ülke çapında gerçekleştirilen ilk okuma alışkanlığı saha araştırmasıdır.

Araştırma sonuçları “Türkiye Okuma Kültürü Haritası” adında basılı bir rapor olarak yayımlanmıştır. Araştırma sonuçlarının özet bilgilerinden oluşan İngilizce ve Türkçe Yönetici Özetleri ise hem kitapçık olarak yayımlanmış hem de Bakanlığın web sayfasında kamuoyuna duyurulmuştur. Ayrıca araştırma sonuçları, 19 Nisan 2011 tarihinde dönemin Kültür ve Turizm Bakanı tarafından kamuoyuyla da paylaşılmıştır.

okuma kültürü dTürkiye Okuma Kültürü Haritası çalışması için alan araştırması yapılmıştır. Araştırma için Türkiye İstatistik Kurumu’nun NUTS2 düzeyindeki illeri seçilmiştir. Bunlar; Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Erzurum, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van ve Zonguldak illeridir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun Adrese Dayalı Kayıt Sistemi (ADNKS) esas alınarak belirlenen örneklem için her coğrafi bölgeden il seçimi yapılmıştır. İllerin belirlenmesinde, benzer nitelikli illerin seçimi yerine, farklı sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel gelişmişlik düzeyindeki iller tercih edilmiştir. Seçilen örneklem kır ve kent dağılımı bakımından Türkiye’yi temsil etmektedir. Araştırma kapsamında Türkiye’yi temsil niteliği olan 26 ilde 6212 kişi ile görüşülmüştür. Elde edilen veriler ileri analiz teknikleri kullanılarak yorumlanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği NUTS2 düzeyinden seçilen illerle yapılan bu araştırma 0.95 güvenilirlik sınırları içinde olup, hata payı oranı +/ – % 1.23’tür.

Araştırma bulgularını özetleyecek olursak;

Hiç kitap okumama ve yılda 10 kitaptan az okuma oranları dikkate alındığında, katılımcıların ortalama %75’inin okumadığı , % 25’in ise ayda 1 kitaptan fazla okuduğu diğer bir deyişle okuma alışkanlığına sahip olduğu söylenebilir.

35 yaş üzeri bireyler çoğunlukla TV izlemekte ve aileyle zaman geçirmektedir. Özellikle 15-34 yaş grubunda kitap okuma ve internet kullanma, diğer yaş gruplarına göre daha yaygındır. 7-14 yaş arasındaki bireyler ise diğer gruplara göre en çok kitap okuyan grubu oluşturmaktadır.

Genellikle eşi hayatta olmayan, düşük gelirli hanelerde ve akraba evinde yaşayan katılımcıların boş zamanlarını TV izleyerek, evli ve orta gelire sahip bireylerin boş zamanlarını aileleriyle, bekarların ve çok yüksek gelirli hanelerde yaşayan katılımcıların ise boş zamanlarını kitap, gazete ve dergi okuyarak geçirdikleri bulgusuna ulaşılmıştır.

Emekli olup herhangi bir işte çalışmayan katılımcılar genellikle boş zamanlarını TV izleyerek, ev hanımları aileleriyle, özel sektör yöneticileri ve öğrenciler ise kitap, dergi ve gazete okuyarak değerlendirmektedirler.

Yaş grubuna göre bakıldığında 7-14 yaş grubunun, cinsiyet açısından bakıldığında kadınların, yaşamın büyük kısmının geçirildiği yer açısından bakıldığında kentlerde yaşayanların “seçici ve düzenli okuyucu” olduğu görülmektedir.

Serbest meslek sahipleri başta olmak üzere, kamuda yönetici olarak çalışanlar, özel sektörde çalışanlar “rastgele kitap seçen ve düzensiz okuyan” grubu oluşturmaktadır. “Seçici ve düzenli okuyan” grup ise, kamu çalışanları ve öğrencilerdir.

Kitap okuma oranı, 7-14 yaş grubu bireylerde ve kadınlarda diğer gruplara göre yüksektir. Gazete okuma oranının ise erkeklerde ve 65 üzeri yaş grubu katılımcılarda yüksek olduğu görülmektedir. Gazete okuma oranı yine büyükşehirlerde daha yüksektir. Gelir düzeyi yükseldikçe çeviri kitap okuma oranı da yükselmektedir.

Evinde internet bulunan katılımcıların kitap, gazete, dergi okuma oranlarının, internet bağlantısı olmayanlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu noktada internet kullanımının okumayı her zaman olumsuz etkilediğini söylemek güçtür.

Öğrencilerin çok yüksek oranda kitap okuyan grup öğrencilerdir. 10 kişiden fazla işçi çalıştıran serbest meslek sahipleri, diğer gruplara oranla gazete okumayı tercih etmektedir.

Kişilerin kitap okuma alışkanlığı kazanmalarında, aile ve yakın çevrelerinin etkisinin düşük düzeyde olduğu saptanmıştır. Kitap okumayanların %19’u okuma eylemini sevmediklerini belirtmişlerdir. Katılımcılar tarafından kitap okumama nedeni olarak zaman bulunamaması gösterilmiştir

7-14 yaşlarındaki katılımcıların daha çok eğitim, 15-24 yaşlarındaki katılımcıların çoğunlukla edebiyat, 25 ve üzeri yaşlardaki katılımcıların ise genellikle din konulu kitaplar okumayı tercih ettikleri görülmektedir. Verilere göre, yaşamının büyük kısmını büyükşehir ve kasabada geçirenler yoğunlukla edebiyat, kentte geçirenler en çok eğitim, kasaba ve köyde geçirenler ise din konulu kitaplar okumaktadırlar.

Edebiyat ve eğitim konulu kitapları okuyanların daha çok öğrenciler olduğu görülürken, din konulu kitapları okuyanların ise ev kadınları olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

7-14 yaş grubu katılımcıların genellikle öykü okumayı tercih ettikleri görülürken, diğer yaş gruplarının daha çok roman okumayı yeğledikleri saptanmıştır. Kadınların erkeklerden daha çok roman, öykü ve şiir okumalarına karşın, erkeklerin ise kadınlardan daha çok deneme, eleştiri ve mizah türü kitaplar okudukları görülmektedir.

7-14 yaş grubu katılımcıların macera, 15-24 yaş grubu katılımcıların aşk ve 65 ve üzeri yaş grubu katılımcıların ise tarih temalı kitaplar okudukları görülmektedir. Kadınlar daha çok aşk temalı kitapları okurken, erkekler ise macera temalı kitapları tercih etmektedirler. Kadınların daha çok aşk, erkeklerin ise daha çok tarih temalı kitapları okudukları saptanmıştır. Macera ve tarih temalı kitaplar daha çok kentte okunurken, aşk temalı kitaplar, daha çok büyükşehirde yaşayanlar tarafından okunmaktadır. Bekarların daha çok macera kitapları, eşinden ayrılmış katılımcıların daha çok aşk ve eşi hayatta olmayan katılımcıların ise daha çok tarihi romanlar okudukları görülmektedir. Macera kitaplarının akraba evinde oturanlar, aşk kitaplarının kiracılar, tarih kitaplarının ise kendi evlerinde oturanlar tarafından daha çok tercih edildiği saptanmıştır. Anlamlı bir bulgu olarak, Psikoloji temalı kitapların ise hane halkı geliri 3000 TL – 5.000 TL olan katılımcılar tarafından okunduğu saptanmıştır.

Tavsiyelere göre kitap seçen katılımcıların genellikle “seçici ve düzensiz okuyan” bireylerden oluştuğu görülmektedir. Kitap adına göre seçim yapan bireylerin “seçici ve düzenli” okuyucular, dergi ve gazetelerin kitap eklerine göre seçim yapan katılımcıların ise genellikle “rastgele seçen ve düzensiz okuyan” ile “rastgele seçen ve düzenli okuyan”lardan oluştuğu saptanmıştır.

Yılda 5 ve 5’den az kitap alanlar ve hiç kitap almadığını söyleyenler birlikte değerlendirildiğinde, genel toplamda katılımcıların %64.8’inin kitap satın almadığı söylenebilir. Yıllık ortalama alınan kitap sayılarına bakıldığında en çok 7-24 yaş grubundaki katılımcıların kitap aldıkları sonucuna ulaşılmaktadır. En az kitap alımı, yaşamının büyük kısmını köylerde ve kasabalarda geçirenlerde görülmektedir.

Seçici ve düzenli okuyanların, evlerinde Türkiye ortalamasının çok üzerinde kitap bulundurdukları görülmektedir. Yıllık ortalama okunan kitap sayısı arttıkça, evde bulundurulan kitap sayısında da artış gözlemlenmektedir. Bu durumda kitap okuma ve evde kitap bulundurma durumlarının ilişkili olduğu söylenebilir.

Okuma Kültürü Haritası ile ilgili araştırmadan şu temel sonuçlar elde edilmiştir:

  • Kadın-erkek okuma oranları eşittir.
  • Ülkemizde yılda ortalama 7.2 kitap okunmaktadır.
  • Türkiye nüfusunun % 31’i hiç kitap okumamaktadır.
  • Türkiye’de her 4 kişiden 1’inin kitap okuma alışkanlığı vardır.
  • Boş zamanlarda en çok TV izlenmektedir (% 23.7).
  • Kitap hala en çok okunan basılı materyal türüdür (% 54).
  • Kitaplar rastgele seçilip, düzensiz okunmaktadır (% 45.3).
  • Genellikle tavsiye edilen kitaplar okunmaktadır (% 61.5).
  • Bir okuyucu bir seferde aralıksız olarak en fazla 30 dakika okumaktadır.
  • Türkiye’de kitap okuma alışkanlığını birey kendi kendine öğrenmektedir ( %75).
  • Herhangi bir yazar düzenli olarak izlenmemekte (% 84.2), kitap seçiminde yayınevi tercihi yapılmamaktadır (% 90.16).
  • Halk kütüphanelerinin varlığı ağırlıklı olarak bilinmektedir (% 77); ancak yararlanma oranı düşüktür.
  • Kitaplar en çok satın alma şeklinde sağlanmakta (% 82.9) ancak kitap fiyatları kısmen pahalı bulunmaktadır.
  • Ders kitabı dışında kitap satın alma oranı düşüktür.
  • En fazla edebiyat okunmaktadır (% 20), onu dinsel kitaplar (% 18.5); eğitime ilişkin kitaplar (% 16) ve tarih (% 14) izlemektedir.
  • En fazla okunan yazınsal tür, romandır (% 34), onu öykü izlemektedir (% 27).
  • En çok macera temalı kitaplar okunmaktadır (% 22).
  • Çoğunlukla Türkçe kitaplar okunmaktadır (% 85).
  • Trakya ağırlıklı olarak tarihsel kitaplar; İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu dinsel kitaplar; Karadeniz, Ege ve Doğu Anadolu edebiyat okumaktadır.
  • Çeviri kitap da okuduğunu söyleyenlerin oranı % 34’tür.
  • En çok tavsiyelere göre kitap seçimi yapılmaktadır (% 61.5).
  • Evlerde genellikle 25’ten az kitap bulunmaktadır (% 44).

Okuma kültürü, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile doğrudan ilintili önemli göstergelerden biridir. Bu çalışma, hem mevcut durumu saptama hem okuma kültürünü geliştirme yönünde hedefler belirleme açısından önem taşımaktadır. Kuşkusuz söz konusu araştırma sadece bir başlangıç olmalı ve sürekli hale getirilmelidir.

Baştan uyaralım bu yazı bilgi profesyonelleri için değildir.  🙂

Evet zaman zaman yetersiz olarak eleştirilseler de ülkemizde halk kütüphaneleri var ve bu kurumlar vatandaşlarımıza, üstelik son dönemde niteliğini gittikçe yükselten bir takım hizmetler sunuyorlar. Bu hizmetlerden okuyucuları haberdar etmek ise biz bilgi profesyonellerine düşüyor.

Vatandaşların kütüphane hizmetlerinden yararlanmaları için uygun koşulları ve ortamları sağlayan halk kütüphanelerinin en temel okuyucu hizmeti, kütüphane materyalinin (yani kitap, dergi, elektronik kaynaklar, CD, çocuklar için oyuncak, oyun setleri vb), kütüphane içinde veya dışında ödünç verilmesi ya da erişiminin sağlanmasıdır. Okuyucular, ödünç verme hizmetinden yararlanmak için sadece T.C kimlik numarasını gösterir bir belge ile kütüphaneye üye olabilmektedirler. Okuyucular gerek kütüphane  içindeki bilgisayarlardan gerekse internet üzerinden kütüphane kataloğunda elektronik olarak tarama yapabilmekte, aradığı kaynak o kütüphanede olmasa bile, eğer varsa hangi kütüphanede olduğunu tespit edebilmektedir.

Yazma ve nadir eserler gibi çok değerli eserler, danışma kaynakları, kullanıcılar tarafından sıklıkla aranan materyaller ile süreli yayınların son sayıları hariç, kütüphane materyali ücretsiz olarak ödünç verilmekte, eğer kullanıcı çeşitli nedenlerle, materyalin ödünç alındığı ilden farklı bir ilde bulunuyorsa, materyali o anda bulunduğu ildeki İl Halk Kütüphanesine iade edebilmektedir. Ayrıca ödünç verme hizmetini destekleyen diğer bir hizmet ucu olarak, gereksinim duyulan materyaller kütüphaneler arası ödünç verme hizmeti ile okuyuculara temin edilebilmektedir.

Kütüphanelerin bir diğer önemli okuyucu hizmeti danışma (referans) hizmetidir. Okuyuculardan yüz yüze,  telefon, posta, elektronik posta ve benzeri yollarla yapılan bilgi talepleri karşılanır. İstenen bilgilerin hangi kaynaklarda bulunabileceği, kaynağın kullanım özellikleri, kaynağın kütüphanede bulunmaması durumunda hangi kütüphane/ kütüphanelerde bulunabileceği konusunda okuyucuya rehberlik yapılır. Olanaklar ölçüsünde diğer kurum-kuruluşlarla işbirliği yapılarak kullanıcıların bilgi gereksinimi karşılanmaya çalışılır veya kullanıcı başka bilgi merkezleri ve bilgi kaynaklarına yönlendirilir. Danışma hizmetinde Rehberler ve Kılavuz Kitaplar; Bibliyografyalar, İndeksler ve Özetleyici Kaynaklar; Ansiklopediler, Sözlükler; El Kitapları; Yıllıklar; Almanaklar; Atlaslar, Haritalar ve Seri Yayınlardan danışma dermesi oluşturulur ve bunlar kütüphane dışında kullanılmak üzere ödünç verilmez. Halk kütüphanelerinde danışma hizmetleri rehberlik hizmetleri ile desteklenmektedir. Kütüphaneler okuyucuları için zaman zaman basılı ve elektronik kaynaklardan, bilgisayarlardan ve ağlardan yararlanma konusunda eğitici toplantılar düzenlemekte; kütüphane kullanımını ve kaynaklarını tanıtan materyal hazırlamakta ve duyurular yapmaktadır.

Bağımsız binalardaki bebek ve çocuk kütüphaneleri veya halk kütüphanelerinin içinde bir bölümde verilen çocuk ve gençlik kütüphaneciliği hizmetleri halk kütüphanelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bebek, çocuk ve gençlik kütüphaneleri veya bölümleri; 0-2 yaş aralığındaki bebeklere, 3-14 yaş aralığındaki çocuklar ile 15-18 yaş aralığındaki gençlere, bunun dışında özel gereksinimi olan gruplara, ebeveynlere ve diğer aile üyelerine, bakıcılara ve alanda çalışan yetişkinlere hizmet verir.

Görme engelli veya az gören okuyucular için tasarlanan hizmetler kütüphanelerdeki önemli okuyucu hizmetlerinden sayılır. Bu açıdan görme engellilerin topluma entegrasyonlarının sağlanabilmesi amacıyla şu anda 87 kütüphanede, sesli ekran okuma programı, ekran büyütme programı ve bunlara ilişkin gerekli donanım bulunmaktadır. Aynı zamanda İstanbul, İzmir ve Antalya’daki il halk kütüphanelerindeki stüdyolarda görme engelli kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere kitaplar seslendirilmektedir.  Dünyada bir ilk olma özelliğine sahip olan Kitap+ Mobil Uygulaması ile sesli işaret diliyle üretilen video kitaplar sadece işitme engelli bireylerin hizmetindedir.

Bedensel engel, yaşlılık ve sağlık durumlarının uygun olmaması veya yaşanılan yerin kütüphanelere uzak olması gibi nedenlerle yerleşik kütüphane hizmetlerinden yararlanamayan vatandaşlarımız için motorlu araçlarla gezici kütüphane hizmeti sağlanır. Özellikle deprem gibi büyük ölçekli afetlerin yaşandığı bölgelerde gezici kütüphaneler sosyal yaşam destek noktaları olarak görev yaparlar. Ayrıca hastane, cezaevi, huzurevi, kamp vb. özel toplulukların bulunduğu yerlerde ve talep eden belirli kuruluşlarda, belli aralıklarla oluşturulan kitaplıklar, geçici derme hizmeti olarak adlandırılır.

Teknolojik gelişmelere paralel olarak artık halk kütüphanelerinde okuyucular ücretsiz olarak internete erişebilmektedirler. İnternet üzerinden sunulan çeşitli elektronik kaynaklara erişim sağlanabilmektedir. Mobil cihazlardan ise e-kitabım mobil uygulaması üzerinden e-kitaplara erişim sağlanabilmektedir.

Kütüphane kullanıcıları halk kütüphaneleri aracılığıyla internet bağlantısı bulunan sanal gerçeklik (VR) gözlüğü, cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi cihazlar aracılığıyla e-kitaplara ve sesli kitaplara ulaşmalarını sağlayan Akıllı Kitap Platformu’na erişebilirler.

Kütüphaneler tarafından organize edilen kültürel etkinlikler ve kurslar son derece önemli bir okuyucu hizmeti haline gelmiştir. Kültürel etkinlikler sayesinde okuyucu olan veya ol­mayan kişi ve gruplarla kütüphane arasında iyi ilişkiler kurulmasını sağlanmaktadır. Ayrıca kitap formatı dışında insanların bilgi ve deneyimlerinin de bilgi kaynağı olarak değerlendirilmekte ve aynı zamanda modern toplumda gittikçe yalnızlaşan bireylerin sosyalleşeceği ortamlar sağlanmaktadır. Kullanıcılar eğitim, kültür, sanat ve teknoloji alanındaki gelişmelere ve yeni hizmet süreçlerine “Etkin Kütüphane Mobil Uygulaması” üzerinden de erişebilmektedirler.

Halk kütüphanelerinde kurulan ahşap tasarım, matematik, akıllı tarım, ebru, sıcak cam, kimya, epoksi, örme sepet atölyelerinde ve sanal gerçeklik (VR) platformlarında toplumun her kesimine yönelik etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

Özellikle yerel kültür mirasını korumak, kullanıma sunmak ve hizmet verilen bölgenin yerel belleğini oluşturmak amaçlarıyla Kütüphanelerde “Kent Arşivi” oluşturulmaya başlanmıştır. Kent Arşivleri için bölgedeki kişi kurum ve kuruluşlar; yerel araştırmacılar, belediye, üniversite ve sivil toplum kuruluşları ile diğer kütüphane ve bilgi merkezleri ile işbirliği yapılmaktadır.

Kütüphaneler bilgi hizmetlerinin dışında, isteklilere kütüphanelerde gönüllü olarak çalışma olanağı da tanımaktadır.

Halk kütüphaneleri aynı zamanda bulundukları bölgelerde derleme hizmetini yürütmektedir. Derleme Kanunu kapsamında, çoğaltılmış fikir ve sanat eserlerinin belirli sayıdaki nüshalarını mükelleflerinden teslim alır, türlerine göre ayrımı yaptıktan sonra derleme programı üzerine kaydedilerek ilgili derleme kütüphanelerine teslim edilmesini sağlar.

a

Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Kütüphaneciliği Sempozyumu Türk Kütüphaneciler Derneği sahipliğinde 4-7 Ekim 2023 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumda Cumhuriyet dönemi kütüphanecilik gelişmeleri ayrıntılı bir biçimde değerlendirildi. 2 açılış konferansı, 11 oturumda toplam 43 bilimsel bildiri ve 7 poster sunumu yapıldı. Yaklaşık 900 katılımcı ile gerçekleştirilen etkinlikte bilimsel toplantıların yanı sıra meslektaşlar arası yoğun bir informal iletişim gerçekleşti.

Bu kapsamda Cumhuriyet’in 100. yılında Türk kütüphaneciliğinin göstermiş olduğu gelişim çizgisine ilişkin kişisel görüşlerimi değerlendirmelerinize sunmak istiyorum.  

Türkiye’de kütüphanecilik, Cumhuriyet’in birinci 100 yılı içinde büyük bir gelişim gösterdi ve toplumun eğitim, kültür ve bilim gereksinimlerinin karşılanması yolunda çok önemli bir misyon üstlendi. Bunu da kısmen başardı. 100 yıllı süreçte kütüphaneler, eğitim kurumları, kültür merkezleri ve kültürel miras arşivi olarak topluma hizmet etmeye devam ettiler. Günümüzde de bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve okuma kültürünü teşvik etmek için önemli bir araç olmaya devam ediyor.  

Sempozyum boyunca yetkin isimler tarafından birçok önemli gelişme dile getirildi. Türk kütüphaneciliğinin gelişimi ve evrimi açısından en önemlisi olduklarına düşündüğüm konular şunlar:

  1. Milli Kütüphane’nin kurulması ve geliştirilmesi, Türk kütüphaneciliği için hem merkezi bir otorite kurum oluşturulması hem de Türkiye basılı kültürel mirasın derlenmesi ve korunmasının sağlanması açısından önemli bir adımdır. Milli Kütüphane, kuruluşundan itibaren Türkiye’nin milli belleğini korumak ve erişilebilir kılmak amacıyla önemli bir misyon üstlendi. Bu misyonu destekleyecek diğer gelişmelerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Örneğin gerekli insan kaynağının sağlanabilmesi için kütüphanecilik bölümlerinin kurulmasını tetikledi ya da teknik hizmetler alanında otorite kurum olabilme yolundaki adımlar niteleme hizmetlerini geliştirdi.  
  2. Türkiye’de kütüphanecilik eğitimi veren bölümlerin kurulması ve kütüphanecilik alanında uzman yetiştirmek için çaba harcanması, kütüphanecilik mesleğinin kalitesini artırdı. 20 yüzyılda Türkiye’de yetişen duayen kütüphanecilerimizin mesleğe katkıları muazzamdır.  Modern kütüphaneciliğimiz kahramanlar bugünkü kütüphaneciliğimizin temellerini sabırla, bin bir zahmetle ve adım adım kurguladılar.  
  3. Türk Kütüphaneciler Derneği’nin 1949 yılında kurulması, kütüphanecilerin kendilerini bir cemiyet olarak görmelerini sağladı. Onları ortak bir mesleki ülkü etrafında bütünleştirdi.   Derneğin kurulmasıyla kütüphanecilerin mesleki bilgi ve becerileri ile mesleki savunuculuk bilinci yükseldi.  
  4. 1952 yılından itibaren yayın hayatına başlayan Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni ilk mesleki dergimiz olup kesintisiz yayınlanmaya devam ediyor. 1987 yılında Türk Kütüphaneciliği adını alan dergi üzerinden Türk Kütüphaneciliği’nin 70 yıllık macerasını gözlemleme şansına hâlâ sahibiz.
  5. Kütüphaneciler tarafından kurgulanan ve 1949 yılından itibaren kutlanan gelen Kütüphane Haftaları, kütüphanelerin toplum içindeki rolünü vurgulaması, kitap okuma alışkanlığını teşvik etmesi ve okuma kültürünü yaygınlaştırması açılarından çok uzun süre önemini kaybetmeden hayatta kalmayı başarmış önemli bir girişimdir.   

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türk Kütüphaneciliği’nin başarısı, kütüphanelerin toplumun değişen ihtiyaçlarına uyum sağlaması ve kapsayıcı bir şekilde bilgiye erişimi teşvik etmeleriyle yakından ilişkili olacak. Bunun için Türk kütüphaneciliğinde karar alıcılar şu hususlara önem vermek zorunda.

  1. Dijitalleşme ve Teknoloji: Kütüphaneler, dijital koleksiyonlarını ve çevrimiçi hizmetlerini genişletmeye devam ederek teknolojik gelişmelere ayak uydurmalı. Elektronik kaynakların sağlanması ve kullanıcıların bu kaynaklara erişimini kolaylaştırmak, kütüphanelerin önemli bir rol oynamasını sağlar.
  2. Eğitim ve Kütüphane Hizmetleri: Kütüphaneler, eğitim kurumları ve toplumun bilgi ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla hizmet sunmalı. Öğrencilerin bilgi becerilerini geliştirmek, bilgiye erişimde yardımcı olmak ve okuma alışkanlığını teşvik etmek için kütüphaneler eğitim programlarına odaklanabilir.
  3. Kütüphane Standartları ve Kalite: Kütüphane hizmetlerinin kalitesini artırmak için ulusal standartlar geliştirilmeli mevzuat sürekli güncellenmeli.
  4. Toplumsal Katılım: Kütüphaneler, toplumsal katılımı artırmak için çeşitli etkinlikler ve programlar düzenlemeye devam etmeli. Kitap okuma etkinlikleri, seminerler, sergiler ve diğer etkinliklerle toplumun kütüphanelere olan ilgisini artırabilirler.
  5. Kütüphane Kampanyaları ve Tanıtım: Kütüphaneler, hizmetlerini ve kaynaklarını tanıtmak için etkili kampanyalar düzenlemeli. Toplumun kütüphanelerin sağladığı faydaları daha iyi anlamalarını teşvik etmeli.
  6. Kültürel Mirasın Korunması: Kütüphaneler, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma görevini asla göz ardı etmemeli. Özellikle nadir ve önemli eserlerin korunması, kataloglanması ve erişilebilir hale getirilmesi büyük bir öneme sahip.
  7. İş birlikleri: Kütüphaneler, diğer kurumlar, kütüphane dernekleri, eğitim kurumları ve yerel yönetimlerle iş birlikleri kurmaya ve kaynaklarını paylaşmaya devam etmeli bu hizmetlerini genişletmeli.
  8. Kütüphane Yönetimi ve Personel Yetkinliği: Kütüphane yönetimi ve personel yetkinliği, kütüphanelerin etkin bir şekilde çalışabilmesi için büyük öneme sahip. Kütüphane profesyonelleri, değişen gereksinimlere ve teknolojilere uyum sağlayacak şekilde sürekli eğitim almalı.
  9. Kütüphane Finansmanı: Kütüphanecilik ucuz bir sektör değildir. Kütüphanelerin sürdürülebilirliği için yeterli finansman sağlamak kritik bir meseledir. Kamu ve özel sektörden kaynakların ayrılması ve kütüphanelerin bütçelerinin desteklenmesi gerekiyor.
  10. Erişilebilirlik ve Engellilere Duyarlılık: Kütüphaneler, engelli bireyler için erişilebilir olmalı. Dijital ve fiziksel kaynaklara erişimi kolaylaştırmak için önlemler alınmalı.
  11. Kütüphane Bina ve Altyapıları: Fiziksel kütüphane binaları, rahat ve modern bir ortam sunmalıdır. Altyapılar güncel teknolojiye uygun olmalı ve kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmeli.
  12. Yerel Kültür ve İhtiyaçlara Uyum: Kütüphaneler, bulundukları toplumun kültürel ihtiyaçlarını yansıtan koleksiyonlara sahip olmalı ve yerel toplumun gereksinimlerini karşılamak için esneklik göstermeli.
  13. Bilgi Gizliliği ve Güvenliği: Kütüphaneler, kullanıcıların bilgi gizliliğini ve güvenliğini korumalı. Kişisel bilgilerin korunması ve güvenli erişim sağlanmalı.
  14. Veri Yönetimi ve Analitiği: Kütüphaneler, veri yönetimi ve analitik araçları kullanarak kullanıcı ihtiyaçlarını daha iyi anlamalı ve hizmetlerini bu bilgilere dayalı olarak geliştirmeli.
  15. Değişen Okuma Alışkanlıkları: Dijital medyanın artan kullanımıyla birlikte okuma alışkanlıkları da değişiyor. Kütüphaneler, bu değişen alışkanlıklara uygun olarak e-kitaplar, sesli kitaplar ve dijital içeriklere daha fazla odaklanmalı.

Dünyadaki kütüphane gelişmelerine bakıldığında dijitalleşme, iş birlikleri, ağ kurma, yaratıcı alanlar oluşturma, verileri analiz etme ve yönetme, topluluk odaklı hizmetler sunma konularına ağırlık verilmeye başlandı. Diğer bir deyişle dünya genelinde kütüphaneler, fiziksel koleksiyonlarının yanı sıra dijital koleksiyonlarını da genişletiyor. E-kitaplar, sesli kitaplar ve dijital arşivler popüler hale geliyor. Ülke sınırlarını aşan iş birlikleri ve ağlar kuruyor. Bu sayede kaynaklar ve deneyimler paylaşılıyor, küresel ölçekte daha geniş erişim sağlanıyor. Kütüphaneler sadece kitapların saklandığı mekanlar olmaktan çıkıyor. Yaratıcı alanlar, koçluk hizmetleri, sanat atölyeleri ve etkinlikler sunuyor. Kütüphanelerin kullanıcı ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları için verileri analiz edip bu sayede hizmetleri özelleştirilebiliyor. Kütüphaneler, yerel toplumların ihtiyaçlarına daha fazla odaklanıyor. Eğitim, istihdam destekleri ve toplumsal hizmetler sunma konusunda aktif rol oynuyorlar.

Dünyadaki kütüphanelerle Türkiye’deki kütüphaneler arasında bazı benzer eğilimler görülse de her iki taraf da kendine özgün gereksinimlere yanıt veriyor. Türkiye’deki kütüphaneler, yerel kültür ve toplum ihtiyaçlarına daha fazla odaklanma eğilimindeyken, dünya genelinde kütüphaneler, küresel ölçekte erişim ve iş birlikleri konularına ağırlık veriyor. İş birlikleri ve bilgi paylaşımı, kütüphanelerin daha etkili hale gelmesine katkı sağlayan önemli bir faktör.

Her kütüphane için koşullar farklı olabilir. Dolayısıyla evrensel gelişmeleri göz ardı etmeden belirli bir bölgenin veya toplumun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş çözümlere odaklanmak gerekiyor. Bu değerlendirmeler zaman içinde değişebilir, çünkü teknoloji ve toplumun ihtiyaçları sürekli olarak gelişiyor.

Bülent Yılmaz (Prof. Dr. – Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü) hocamızın denemeler türündeki dördüncü kitabı “En Güzel Korkuluk: Denemeler” başlığıyla Hiperyayın tarafından yayınlandı.

Bülent hoca, tıpkı sonar cihazından yayılan ses dalgasıyla su altı etüdü yapan bir gemi kaptanı gibi, gündelik yaşamda pek de dikkat etmediğimiz ayrıntıları, duyguları ve durumları derinlemesine analiz ediyor. Aynı zamanda okurun da kendi kendine ve kendi zihninde bu farkındalıkları keşfetmesine aracılık ediyor. Ve “umuttan yana olmalı insan” diyerek, bu farkında olma halini illâ yeşermiş bir ümit tohumuna dönüştürüyor.  Böylece yaşam ne kadar zor ve acımasız olursa olsun, tıpkı bir yaşam koçu gibi her daim hayatın güzelliğini vurguluyor.

Okunması içtenlikle tavsiye edilir.

Yılmaz, B. (2022).  En güzel korkuluk: denemeler. İstanbul: Hiperyayın.

Arka Kapak

Denemeler En “güzel” korkuluk, kuşlar için en “korkutucu” korkuluk anlamına geliyor. Yarışmada kuşları tarlada en fazla korkutacak, en korkunç korkuluk “en güzel” korkuluk olarak “birinci” seçiliyor. Korku ile güzel bir araya geliyor; hatta “en korkunç” ile “en güzel.”

En korkunç olanı en güzel seçmek tuhaf değil mi?

Peki, “en güzel”, yani en korkutucu korkuluk nasıl olmalı? Yarışmaya katılan bir köylü amca tanımlıyor: “İnsana benzeyecek ki, kuşlar korksun!” En güzel korkuluğun tarifi bu: İnsana en çok benzeyen korkuluk, en güzel korkuluktur. Ya da şöyle: En korkutucu korkuluk, insana en çok benzeyen korkuluktur.

Sahi, insan sadece kuşlar için mi korkuluktur, yoksa o, insanlar için de mi bir korkuluğa dönüşmüştür?

Evet, insanı da artık en çok insan korkutuyor. İnsan kendisine benzeyen korkuluklar yapıyor; insan insanın korkuluğu oluyor. Ve sanki insanlık tarlasının korkulukları için de yarışmalar düzenleniyor!

Ankara’daki halk kütüphanecilerine severek okudukları kitapları sorduk, ortaya güzel bir okuma listesi çıktı. Keyifli okumalar…

Not:Eserler yazar adına göre sıralanmıştır.

 

  1. Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi –Ahmet Erhan
  2. Saatleri Ayarlama Enstitüsü-Ahmet Hamdi Tanpınar
  3. Bab-ı Esrar-Ahmet Ümit
  4. Beyoğlu Rapsodisi-Ahmet Ümit
  5. İstanbul Hatırası-Ahmet Ümit
  6. Kar Kokusu-Ahmet Ümit
  7. Patasana-Ahmet Ümit
  8. Çi-Akilah Azra Kohen
  9. Fi-Akilah Azra Kohen
  10. Pi-Akilah Azra Kohen
  11. İnsan Denen Meçhul-Alexis Carrel
  12. Ölümcül Kimlikler –Amin Maalouf
  13. Semerkand-Amin Maalouf
  14. Hayatın Kaynağı –Ayn Rand
  15. Veda-Ayşe Kulin
  16. Pembe ile Yusuf-Canan Tan
  17. Gün Olur Asra Bedel-Cengiz Aytmatov
  18. Da Vinci Şİfresi-Dan Brown
  19. Müzmin Bekarlar-Danielle Steel
  20. İlahi Komedya – Cehennem, Araf, Cennet-Dante Alighieri
  21. Küçük Mucizeler Dükkanı –Debbie Macomber
  22. Cyrano Di Bergerac-Edmond Rostand
  23. Seyahatname-Evliya Çelebi
  24. Döşeğimde Ölürken-Filliam Faulkner
  25. Milena’ya Mektuplar-Franz Kafka
  26. Böyle Buyurdu Zerdüşt-Friedrich Wilhelm Nietzsche
  27. Suç ve Ceza-Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
  28. Yüzyıllık Yalnızlık-Gabriel Garcia Marquez
  29. Başkan Babamızın Sonbaharı-Gabriel Garcia Marquez
  30. Beş Sevgi Dili-Gary Chapman
  31. 1984-George Orwell
  32. Beyaz Zambaklar Ülkesinde –Grigory Petrov
  33. Az-Hakan Günday
  34. Kinyas ve Kayra-Hakan Günday
  35. Sahilde Kafka-Haruki Murakami
  36. Siddhartha-Herman Hesse
  37. Sarı Gelin-İbrahim Karahan
  38. Nietzsche Ağladığında-Irvin Yalom
  39. Martin Eden-Jack Landon
  40. Alamut: Kartal Yuvası-James Boschert
  41. Tüfek, Mikrop ve Çelik –Jared Diamond
  42. Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine-Jean Jacques Rousseau
  43. Akıl Çağı –Jean Paul Sartre
  44. Kızıl Nehirler –Jean-Christophe Grange
  45. Boyalı Kuş-Jerz Kozinski
  46. Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck
  47. Körlük-Jose Saramago
  48. Sofie’nin Dünyası –Jostein Gaarder
  49. Bir Muhteşem Güneş-Khaled Hosseini
  50. Uçurtma Avcısı-Khaled Hosseini
  51. Sevgi-Leo Buscaglia
  52. İnsan Ne ile Yaşar-Lev Nikolayeviç Tolstoy
  53. Ana-Maksim Gorki
  54. Bir Çift Yürek –Marlo Morgan
  55. Hayatın Kalbine Yürüyüş-Mehmet Doğramacı
  56. Kişisel Ataleti Yıkmak-Mümin Sekman
  57. Bazuka-Murat Uyurkulak
  58. Zafer Vaat Etmeyen Topraklar-Namık Doymuş
  59. Ölü Ozanlar Derneği-Nancy H. Kleinbaum
  60. Küpe Çiçeği-Naşide Gökbudak
  61. Kurt Seyd ve Shura-Nermin Bezmen
  62. Bir Kadın Ruhuna Ağıt-Omar Rivabella
  63. Masumiyet Müzesi-Orhan Pamuk
  64. Metal Fırtına-Orkun Uçar ve Burak Turna
  65. Memleket Hikayeleri-Refik Halid Karay
  66. Kalp, Nefes ve Ruh-Robert Frager
  67. Sen Ölünce Kim Ağlar –Robin Sharma
  68. Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
  69. Kör Baykuş-Sadık Hidayet
  70. Son Kamelya-Sarah Jio
  71. İncir Kuşları-Sinan Akyüz
  72. Yeşil Yol-Stephan King
  73. Gökdelen-Tahsin Yücel
  74. Hasat-Tess Gerritsen
  75. Ütopya-Thomas More
  76. Şu Çılgın Türkler-Turgut Özakman
  77. Mülksüzler-Ursula Le Guin
  78. Küçük Şeyler-Üstün Dökmen
  79. Bir Gün Tek Başına-Vedat Türkali
  80. Güven-Vedat Türkali
  81. Fedailerin Kalesi Alamut-Vladimir Bartol
  82. Ağustos Işığı –William Faulkner
  83. Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  84. Çıplak Deniz Çıplak Ada: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  85. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  86. İnce Memed-Yaşar Kemal
  87. Karıncanın Su İçtiği: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  88. Tanyeri Horozları: Bir Ada Hikayesi-Yaşar Kemal
  89. Mutluluk-Zülfü Livaneli
  90. Serenad-Zülfü Livaneli
Betimleme yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma, Ankara’daki halk kütüphanelerinde görev
yapmakta olan kütüphanecilerin okuma alışkanlıklarının düzeyini ve niteliğini belirlemeyi
amaçlamaktadır. Bilgi ve Belge Yönetimi mezunu olup kütüphane müdürü, kütüphane müdür
yardımcısı ve kütüphaneci kadrolarında görev yapan bütün personel, bu araştırmada
kütüphaneci olarak tanımlanmıştır. Araştırmanın kapsamını, Ankara’daki halk
kütüphanelerinde görev yapan 53 kütüphaneci oluşturmaktadır. Çalışmada 32 soruluk bir anket
uygulanmış, 38 kişiden geri dönüş alınmıştır. Araştırmada evrenin %72’sine ulaşılmıştır.
Araştırma sonucuna göre; Ankara’daki halk kütüphanelerinde görev yapan kütüphaneciler orta
düzeyde kitap okuma alışkanlığına sahip olup, seçici ama düzensiz bir biçimde kitap
okumaktadırlar. Ankara’daki kütüphanecilerin %53’ü okuma alışkanlığına sahip olduğunu
düşünse de yüksek düzeyde kitap okuma alışkanlığına sahip halk kütüphanecilerinin oranı
%32’dir. Araştırma kapsamında elde edilen sonuçlar ışığında öneriler sunulmuştur.
Türk Kütüphaneciliği Dergisi’nde yayınlanan bu araştırmanın tam metine erişmek için aşağıdaki linki tıklayınız.